A Piece of Land...
City born,
City raised,
City working,
City living,
City folk.
City people who, to catch a breath of fresh air, escape to the terrace of their work plaza, take refuge on their apartment balcony, go for weekend runs in the nearby woods, try to connect to nature with walks on the waterfront… People who turn their balconies into botanical gardens so that their eyes can see some green.
Concrete houses, asphalt roads, plastic flowers, metal cars, chemical additives… Endless allergies, constant stress, inadequate sleep, tasteless food, medicine cabinet full of drugs.
Does this sound familiar?
The story of Söğütgedigi Çiftliği, the Farm at Willow’s Pass, is actually our search for change. When we realized that our souls and bodies don’t match the environment we’re living in, we decided to find a way to reconnect to the earth, to reduce our carbon footprint, and to take action on the issues we complain about. This is how we are trying to can change our lives.
As members of a society that constantly overconsumes, that feeds on the world’s resources without replenishing them, that cannot return to its original form, the Farm at Willow’s Pass, a piece of land, is helping us change this…
How did we start?
We took the first step of this journey on May 11, 2018, setting out with the idea of how nice it would be purchase a piece of land together with close friends, and how nice it would be to try our hand at planting and harvesting. We wanted a place not too far away, but somewhere outside Istanbul, far enough away to have clean air, clear water, fertile soil, a connection to the sea, and among friendly neighbors. We wanted a place that would make us say, “Yes, I could live here in the future.”
At the end of the journey, we found ourselves in Çanakkale, walking around a field outside the village of Söğütgedigi (Willow’s Pass) in Bayramiç. With our urban minds, we made our own analysis and investigations. We measured and cut. A few days later, we were sitting in the shade of the large wild pear tree in the middle of the field, a deed for 21 acres in our hands, looking at each other with stupid grins on our faces. We now had a field. Now we had a piece of land…
How did we continue?
The first thing we realized after purchasing the land was that we had to have a house. Establishing a farm means spending time there, so our first priority was to build a house—a homestead– in which we would feel happy. The homestead would also include a workshop, which would be the starting point of everything we wanted to do in the coming years. Our first two years were spent constructing the house, creating the infrastructure, conducting the soil analysis, attending trainings, getting to know the environment and neighbors, learning about the climate, and integrating into a team.
As we entered 2021, we decided to specialize in producing medicinal and aromatic plants as well as beekeeping and honey production. While embarking on all these, we gathered our collective efforts and values under the umbrella of a legal entity.
We transformed our team into a formal cooperative in 2021, establishig the Bayramiç Women’s Limited Liability Entrepreneurial Production and Business Cooperative–Bayramiç Women’s Cooperative for short. Don’t look at its name is a women’s cooperative; We have 8 female and 3 male members. Our door is open to anyone who shares the same goals and path as us.
Of course, our story is not that short or without its fair share of adventure. Since we couldn’t bring a master craftsmen to the village, we did everything ourselves: bought welding equipment and constructed our own workshop benches; sourced natural alternatives to the soil-poisoning ideas given by “agricultural engineers”; built a new A-frame roof on our house when the flat roof suddenly collapsed; experimented with distilling plants; jumped with joy the first time we were able to harvest our own honey from our own bees… Not all the events were joyful. Many times we had to be rescued by tractor when our cars sank in the mud of our farm road. But as they say, the journey IS the destination.
What has this adventure taught us?
* We are an inherent part of the world we live in, like a tree, a rock, a butterfly, a fox, a leaf, a bee, a human. We are not above or below anyone or anything. We are one whole.
* What makes all experiences truly valuable are the people we share them with. Life becomes so much more enjoyable when we are together.
Where do we want to go?
We want to transform what we grow on our clean soil into products that will heal ourselves and others, and find a way to live by benefiting the world we live in, or at least minimizing the damage we do.
We want to keep our doors and our hearts open to anyone who wants to accompany us on this journey, who wishes to share our path, join our team, or wants to share inspiration.
With love…
Neden Söğütgediği?
Söğütgediği Çiftliği Kaz Dağları yani mitolojide bilinen adı ile İda Dağının o muhteşem doğasında kurulmuştur. Yunan mitolojisine göre tanrıların Olympos dağı dışındaki evleri İda Dağı’ndadır ve burası doğal güzelliği, zengin bitki örtüsü ve heybetli zirveleri ile muhteşem bir doğaya sahiptir. Tüm tanrıların atası Zeus ve tanrıçaların en güçlüsü Hera mitolojik hikâyeye göre İda Dağı zirvesinde yapılan bir törenle evlenmişlerdir.
Bizler de Kaz Dağlarının muhteşem doğasına ve tertemiz havasına vurulduk ve toprağı seven, toprağa dokunan, onu koruyan, topraktan gelene saygı duyan bir grup doğa sevdalısı olarak çiftliğimizi bu topraklarda kurduk.
Yaşamın; toprağı, suyu, havası, doğası, bitkisi, Kekiğimiz, Altın otumuz, civan perçemimiz, lavantamız ve tüm bitki ve çiçeklerimiz topraklarımızda ilaçsız, kimyasalsız, suni gübre olmaksızın yetiştiriliyor. Makineli tarım değil mümkün olduğunca elle tarım yapıyoruz. Dikiminden, bakımına, temizlenmesine, hasadına kadar toprağımızın her karışında gerçekten el emeği var. Her bir bitki yaprağını ellerimizle topluyoruz. Elektriğimiz güneş enerjisi panellerimizden, suyumuz tarlamızdaki kuyularımızdan kullanıyoruz. Çiftliğimizde yaşarken ve üretirken karbon ayak izimizi en az seviyede tutmak için özel çaba sarf ediyoruz.
Ürünlerimizin kalitesini düzenli olarak laboratuvar ortamında test ediyor ve kendimizin kullanmayacağı hiçbir ürünü satmıyoruz.
Neden Bizi Seçmelisiniz?
Makul Fiyat
Ürünlerimizi sizlere en uygun fiyatlarla satmayı hedefliyoruz. Bu sebeple düzenli olarak piyasa araştırmaları yapıyor ve ürünlerimiz için ideal fiyatı belirliyoruz. Amacımız ürünlerimizin ilgi ve istek sahibi tüm tüketiciler tarafından ulaşılabilir olması.
Yüksek Kalite
Yağlarımızı düzenli olarak sertifikalı laboratuarlarda test ettiriyor ve kabul edilen değerlerin dışındaki değerlere sahip yağ ve sair ürünleri satmıyoruz.
Hızlı Teslimat
Sipariş verdikten sonra ürününüzü sizlere en kısa sürede ulaştırmayı hedefliyoruz. Elimizde olan tedarik ve iş gücü imkanları ile mesai saati ve hafta sonu kavramlarına takılmadan hızlı ve etkin şekilde çalışıyoruz.
Hızlı Destek
Herhangi bir sorun veya sorununuzu hızlıca çözmeye önem ve öncelik veriyoruz. Bu sebeple hızlı ve etkin çözüm mekanizmalarımız acil durumlar için derhal hayata geçirilmek üzere bekliyor. Müşterilerimizin memnuniyeti her zaman önceliğimiz.
Güvenli Ödeme
Piyasadaki mevcut ödeme yöntemlerini ve alternatiflerini değerlendirerek müşterilerimiz için en hızlı ve en güvenli ödeme yöntemlerini seçiyor ve kullanıyoruz. Para transfer ve kredi kartı tahsil işlemlerinin bilinen güvenlik önlemleri ile güvenceye alınmadığı hiçbir ödeme alt yapısı ile entegre olmuyoruz.
Para İade Garantisi
Ürünlerimiz ilgili mevzuat gereği niteliği sebebi ile iadesi mümkün olmayan ürünlerden olup ürünlerin herhangi bir şekilde hiç kullanılmamış ve eksilmemiş olması halinde iadeleri kabul edebiliyoruz.
